BERGAMA (PERGAMON): Tarih, Mitoloji ve Doğa ile Dolu Unutulmaz Bir Yolculuk
Bergama'da Zaman Yolculuğu: Antik Dönemden Günümüze Büyüleyici Bir Gezi
Merhaba arkadaşlar!
Bugün sizlere unutulmaz bir yolculuğumu anlatmak istiyorum: Bergama! Tarihi, mitolojisi ve etkileyici manzaralarıyla dolu bu şehir adeta bir açık hava müzesi gibi.
Bergama’ya Nasıl Gidilir?
Ben yolculuğuma İZBAN trenine binerek başladım ve Aliağa istasyonunda indim. Buradan kalkan 835 numaralı ESHOT otobüsüyle doğrudan Bergama ilçe merkezine ulaştım. Ulaşım oldukça kolay.
İlk Durak: Bergama Müzesi
Şehir merkezinde yer alan Bergama Müzesi, otobüs durağından sadece kısa bir yürüyüş mesafesinde. Antik Yunan, Roma ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin sergilendiği müze, gerçekten etkileyiciydi. Ayrıca Bergama’ya özgü halılar, silahlar, geleneksel kıyafetler ve günlük yaşam objelerinin sergilendiği bir bölüm de bulunuyor. Şehrin tarihi katmanlarını anlamak için mutlaka görülmeli!
İkinci Durak: Pergamon Akropolü
Pergamon Antik Kenti’ne ulaşmak için teleferik, taksi veya özel araç seçeneklerinden birini kullanabilirsiniz. Ben teleferiği tercih ettim ve yol boyunca muhteşem manzaraların keyfini çıkardım.
Akropol’de görebileceğiniz başlıca yapılar:
-
Dünyanın en dik antik tiyatrosu
-
Dionysos, Athena ve Demeter tapınakları
-
Trajan Tapınağı, jimnazyum, kral sarayları, sarnıçlar ve daha fazlası
Ayrıca Akropol’ün arka tarafında yer alan Kestel Barajı manzarası da yürüyüşünüze ayrı bir güzellik katıyor.
Üçüncü Durak: Asklepion
Bu gezi boyunca beni en çok etkileyen yerlerden biri Asklepion oldu. Dünyanın ilk psikiyatri hastanesi olarak kabul edilen bu antik sağlık merkezi, aynı zamanda Galen gibi önemli bir tıp insanının yetiştiği yer.
Burada öğrendiğim bir efsane beni gerçekten büyüledi:
Zamanında iyileşmesi umutsuz görülen bir adam, tapınağa alınmaz. Fakat iki yılanın sütle karıştırdığı zehri içtiğini görür. O da aynı taştan içince iyileşir. Bu olaydan ilhamla Galen, Asklepion’un simgesi olarak iki yılanı seçer.
Diğer Öne Çıkanlar
-
Bergama’nın tarihi sokaklarında yürüyün, eski evlerin arasında kaybolun.
-
Kızıl Avlu (Red Basilica) gibi yapıları mutlaka görün (Ben gittiğimde geçici olarak kapalıydı).
-
Yerel lezzetlerin tadına bakmadan dönmeyin!
Sonuç Olarak
Bergama, sadece bir turistik nokta değil; yaşayan bir tarih müzesi. Eğer tarih ve kültür ilginizi çekiyorsa bu büyüleyici şehri mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder